0
06/06/2024
Yazıyı Beğenin & Paylaşın
Yazı Yorumları (0)
06/06/2024
Deniz Serkan Özcan ile Sanat Üzerine
Duyduk duymadık demeyin, bugün Capsulmag Tanışma Dosyası’nda şahane bir isim var! Sizi, sanat yolculuğu başarı, ilham ve motivasyonla dolu yetenekli ressam Deniz Serkan Özcan ile tanıştırıyoruz! Eserlerinde genellikle korku temasını işleyen Özcan, yaptığı çalışmalarla fark yaratıyor.
Özellikle sanatseverler ve ressam adayları için keyif dolu bir röportaj sizlerle!
Merhaba, öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Deniz Serkan Özcan kimdir?
Merhaba, 32 yaşındayım ve ressam olarak yaşamımı ve çalışmalarımı Ankara’da sürdürüyorum. Yakın zamanda kendime bir atölye kurdum ve yaklaşık 6 aydır burada çalışıyorum. Zamanımın büyük bir kısmını atölyemde geçiriyorum.
Bunun yanı sıra, çeşitli müzayedelere ve sergilere katılıyorum. Hem Türkiye’de hem de yurt dışında birçok sergide yer aldım, ödüller kazandım ve kişisel sergiler açtım. Çeşitli sosyal medya platformlarında işlerim sergilendi, bu da benim için büyük bir mutluluk kaynağı oldu.
Ayrıca, şu anda yüksek lisans yapıyorum ve tez aşamasındayım. Yakın zamanda tez sunumum olacak. Şu an için her şey yolunda gidiyor ve umarım böyle devam eder.
”Korku Benim İçin Özel Bir Yere Sahip, Çünkü Bu Tema Sayesinde Sanatta Kendime Bir Çıkış Yolu Buldum!”
Çalışmalarınızda ağırlıklı olarak “korku” teması ile karşılaşıyoruz. Korku’yu işlemenizin özel bir nedeni var mı? Bu sizin için ne ifade ediyor?
Lisans eğitimim sırasında korku teması üzerine yoğunlaştım. Bunun nedeni, sıkça gördüğüm rüyalardı. Bu temayı işleyerek kendimi dışa vurduğumu ve rahatladığımı fark ettim, bu yüzden de devam ettim. Korku, benim için özel bir yere sahip çünkü bu tema sayesinde sanatta kendime bir çıkış yolu buldum. Ancak, zamanla farklı konulara ve tarzlara yönelme kararı aldım.
Şu an çalışmalarımı ağırlıklı olarak MDF üzerine füzen ile yapıyorum. Bu çalışmalar gri fon üzerine yapılmakta ve belirli bir manifestoya dayanıyor. Siyah ve beyaz gibi iki uçtaki renklerin birleşimi olan gri, sıradanlığı ve normal bir hayatı simgeliyor. Beyaz rengin iyilik ve saflığı, siyah rengin ise kötülüğü ve karamsarlığı temsil ettiği düşünülür. Gri renk ise ortada kalmışlığı, yani hissizliği ifade ediyor. Eserlerimde, öfke ve mutluluk gibi iki uçtaki duyguları yansıtmamamın sebebi de budur. Renkli bir son dokunuş yapmamın nedeni ise, insanların çoğu zaman duygularını belli etmekten çekinmeleridir. Gri ve ifadesiz olan eserlerin arkasında, insanların gizledikleri çeşitli duygular saklıdır ve bu renkler, ifadesizliğin arkasında yatan duyguları temsil eder.
Şu an portreler serisi üzerinde çalışıyorum. Bu seride önemli kişiler ve çalışmalar bulunuyor. Geçen sene, Aşık Veysel’in ölümünün 50. yılı anısına Sivas’ta güzel ve kapsamlı bir sergi gerçekleştirdik. Ayrıca, Osman Hamdi Bey’in “Pembe Başlıklı Kız” eserini yeniden ele aldım. İlk olarak Sivas Atatürk Müzesi’nde sergilenen bu eser, şu an Tunceli Müzesi’nde sergilenmeye devam ediyor. Yakın zamanda ise Emel Sayın için bir sergi düzenleyeceğiz. Söylediğim gibi, şu an için portreler serisine devam ediyorum ancak ilerleyen zamanlarda farklı alanlara da yönelebilirim.
Her sanatçı doğduğu, yaşadığı veya oralı olduğu şehirden etkilenir. Sizin için böyle bir şehir var mı?
Doğduğum ve yaşadığım şehir Ankara, memleketim ise Kars. Ancak, beni etkileyen ve ilham aldığım şehir İstanbul. İstanbul’da kendimi rahat ve verimli hissediyorum. Şu an Ankara’da çalışmalarıma devam etsem de ileride İstanbul’a yerleşme planım var.
Sanatınıza ilham veren unsurlar nelerdir?
Çalışmalarımda ilham aldığım unsurlar, büyük ölçüde çevremdeki insanların yüzlerinde gördüğüm hikayeler ve derin duygulardan kaynaklanıyor. Gri fon üzerine füzen ile çalışmak, bu duyguları ve hikayeleri daha yoğun ve sade bir şekilde ifade etmeme olanak tanıyor. Siyah ve beyazın kontrastı, insan yüzlerindeki detayları, ışık ve gölge oyunlarını daha belirgin hale getiriyor, böylece duygusal derinliği vurgulamak mümkün oluyor.
Karanlıkta çalışmayı seviyorum çünkü bu, beni dış dünyadan izole ediyor ve içsel dünyama daha çok odaklanmamı sağlıyor. Karanlık, aynı zamanda yaratıcılığımı besleyen bir huzur ve sükûnet kaynağıdır. Bu ortamda, yüz hatlarının inceliklerini ve duyguların derinliklerini daha yoğun bir şekilde keşfetme imkânı buluyorum.
Klasik müzik ise, çalışmalarımın vazgeçilmez bir parçası. Müziğin ritmi ve melodisi, çizim yaparken beni duygusal olarak yönlendiriyor ve ilham veriyor. Beethoven’ın senfonileri, Chopin’in etüdleri veya Bach’ın eserleri gibi klasik müzik parçaları, çalışmalarımda aradığım ruh halini ve duygusal tonu yaratmamda bana yardımcı oluyor. Müziğin etkisiyle, her çizgiyi daha anlamlı ve ifade dolu hale getiriyorum.
Bir ressam olarak, çağımızda sanat yapmak nasıl bir duygu? Etrafınızda ve dünyada olan biten şeyler sanatınıza etki ediyor mu?
Çağımızda sanat yapmak, teknolojinin sunduğu yeni ifade biçimleri ve dijital imkanlarla dolu ancak bu aynı zamanda insan ilişkilerinde derin bir boşluk ve kopukluk yaratıyor. 20. yüzyılın başlarındaki Paris’in canlı sanat ortamına, sanatçıların kafe köşelerinde ve atölyelerde sanatı ve yaşamı iç içe yaşadığı o günlere büyük bir özlem duyuyorum. Bugünün dünyasında kadın cinayetleri, ötekileştirme ve toplumsal adaletsizlikler gibi sorunlar sanatımın merkezinde yer alıyor, bu konularda çeşitli enstalasyonlar ve farklı sanatlar yaptım ve beni derinden etkiliyor. Bu zorlayıcı dünya içinde sanat yapmak, bir direniş ve umut arayışı olarak görülüyor. 20. yüzyıl Paris’ine duyduğum özlem, bugünün dünyasında daha anlamlı ve derin bir sanat yaratma arayışımı güçlendiriyor ve her iki dönemin izlerini taşıyan eserler üretmeye devam ediyorum.
”Söz Konusu Resim Olduğunda, Yetenek Büyük Bir Rol Oynar”
18 Mayıs Müzeler Günü’nde, Tunceli Müzesi’nde Osman Hamdi Bey “Kemahlıoğlu Özel Koleksiyonu” sergisi açıldı. Orada sizin eseriniz de vardı. Pembe başlıklı kız. Bu serginin ana temasından ve çizdiğiniz resimde ilham aldığınız konudan bize biraz bahsedebilir misiniz? Neden ‘’Pembe başlıklı kız?’’
Evet, bu sergide büyük bir onurdu. Müze müdürü ve çalışanlarının sıcak ilgisiyle çok güzel, kapsamlı bir sergi gerçekleşti. Serginin ana teması, müzelerde eğitim ve araştırmaydı ve Osman Hamdi Bey’in sanatını modern yaklaşımlarla yorumlayan 21 sanatçının eserleri sergilendi. Benim eserim “Pembe Başlıklı Kız” Osman Hamdi Bey’in kızını modern bir perspektifle ele almakta. Çalışmamda, başlığın pembe rengi, genel gri tonlar arasında fırça darbesi ile dikkat çekici ve anlamlı bir vurgu olarak yer aldı. Bu eser, Osman Hamdi Bey’e olan hayranlığımı ve onun sanatını yeniden yorumlama arzumun bir ifadesidir. Sergide yer almak, sanatın eğitimde ve toplumsal bilinçlenmedeki önemini vurgulamak açısından büyük bir ilham kaynağı oldu.
Bildiğimiz kadarıyla Ankara’da bir resim atölyeniz var. Burada çok güzel işler çıkarıyorsunuz, aynı zamanda eğitim için gelen birçok kişinin de şahane eserler çıkarmasına vesile oluyorsunuz. Bize biraz bu atölyeden bahsedebilir misiniz? Orada ne tür etkinlikler yapıyorsunuz? Sizden eğitim almak isteyen sanatseverlerin bu noktada ne yapması gerekiyor?
Öncelikle güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim. Ankara’daki resim atölyem hem kendi sanatsal çalışmalarımı sürdürdüğüm hem de sanatseverlerle bir araya gelerek onlara eğitim verdiğim özel bir mekân. Atölyemi açma amacım, daha profesyonel bir yol izleyerek, kendi resimlerimi yapabileceğim bir alan yaratmak ve aynı zamanda sanat tutkunlarıyla bilgimi paylaşmaktı.
Atölyemde çeşitli etkinlikler düzenliyorum. Bu etkinlikler büyük ilgi gördü ve bu durum beni oldukça mutlu etti. Şu an bireysel olarak kara kalem dersleri veriyorum. Kurs ya da okul tarzı bir yerden ziyade, sanatçı atölyesinde sanatçıdan birebir ders alınan bir ortam oluşturdum. Dersler çok keyifli geçiyor ve her geçen gün öğrencilerimizin sayısı artıyor. İlerleyen zamanlarda daha farklı sanatsal aktiviteler düzenlemeyi planlıyorum.
Atölyemde eğitim almak isteyenlerin, önceden bildirip randevu almaları gerekiyor çünkü bireysel ders verdiğim için her an doluyum ve kendi işlerimi de atölyemde yürütüyorum. Kimsenin konsantrasyonunu bozmak istemem ve dersini yarıda bırakıp başka biriyle ilgilenerek saygısızlık etmek istemem, bu yüzden randevu sistemiyle ilerliyorum. Yer bulmak giderek zorlaştığı için, sanatseverlerin çok önceden günlerini ayırtmaları avantajlarına olacaktır.
Resim konusunda bir sanat eseri ortaya çıkarmak isteyenler için, resim yeteneğinin olması gerekiyor mu? Yoksa ressamlık sonradan öğrenilebilecek bir meslek mi?
Resim konusunda bir sanat eseri ortaya çıkarmak isteyenler için yetenek önemli bir faktördür, ancak bu konuda herkesin farklı düşünceleri olabilir. Çalışmak, sizi bir noktaya getirebilir, ancak söz konusu resim olduğunda, yetenek büyük bir rol oynar. Bu durumu, 7’den 70’e her yaştan öğrencim üzerinden de gözlemleyebiliyorum.
Yetenekli bir insanın öğrenme süreci daha hızlı ve verimli oluyor. Hiçbir şey bilmeseler bile yetenekleri, onları öne çıkarıyor ve öğrenme hızlarını artırıyor. Ancak, yetenek yeterli düzeyde değilse, yine de çalışarak ve öğrenerek belli bir aşamaya kadar gelebilirler. Günümüzde resim yapan herkes kendini sanatçı veya ressam olarak tanımlayabilir, ancak toplum ve sanatın ustaları arasında ne kadar kabul gördükleri önemlidir. Bir sanatçının fırça darbesi, kalem tutuşu, tarama şekli ve ışık-gölge kullanımı gibi unsurlar, onun yeteneğini ve kalitesini gösterir. Kaliteli bir ressam, malzemeyi kullanış biçiminden hemen belli olur. Ne kadar güzel bir eser çıkarırsa çıkarsın, malzeme kullanımında istenilen düzeyde değilse, kendini sanatçı olarak adlandırsalar bile ustalar arasında ve sanatı bilen kişiler arasında kabul görmezler. Özetle, herkes mükemmel resim çizebilir ama ressam olamaz. Öğrenen insanın geç de olsa bir seviyeye ulaşabilmesi, yeteneği olduğunu gösterir. Yetenek yoksa, o kişi bu alanda başarılı olamaz.
”Sanatına Güveniyorsan, Sakın Vazgeçme!”
Uluslararası birçok sergi ve konferansa katıldınız. Bu etkinliklerde bulunmanız sanat görüşünüzü nasıl şekillendirdi?
Şu an için yolun başında bir sanatçı olarak hala öğrenme sürecindeyim diyebilirim. Katıldığım her etkinlik, her önemli proje bana deneyim katıyor. Bunlardan birçoğunun uluslararası olması da yaptığım işi ön plana çıkarmak adına benim için çok önemli konumda. Çeşitli uluslararası ressamlardan farklı tarzda çalışmalar incelemek sanatım için de farklı bir bakış açısı sağlıyor. Farklı çalışmaları inceleyip düşünce tarzımı şekillendiriyorum. Sanatı güzel ve kaliteli yapmak kadar görünürlük de çok önemli, bu yüzden uluslararası piyasada ismimin de yer almaya başlaması sanatım için çok önemli bir adım. Bunun devam etmesi için elimden geleni yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim.
Son olarak, Deniz Serkan Özcan, resim sanatı ile uğraşmak isteyenlere ne söylemek ister?
Özellikle bu yolda devam edip okulunu okuyanlar için tavsiyem; belli bir noktaya gelmek zaman alıyor. Her ne kadar işini güzel yapsan da yeteneğin olsa da görünür olmak adına birçok projeye katılman ve ismini duyurman lazım. Bunu yapmak da hem zaman alıyor hem de kolay bir durum değil. 1-2 sene uğraşıp ismini duyuran da oluyor, 5 sene çabalayıp ismini duyuran da. Şans da önemli bir faktör. Demek istediğim bu yolda ilerlemekte eminsen vazgeçme. Sanatına güveniyorsan bir yere gelmen zaman alsa da güzel sonuçlar alacaksın. Bu işi hobi olarak yapan sanatseverlere söylemek istediğim ise kendinizi başkası ile kıyaslayıp “o yapıyor ben yapamıyorum” demeyin, kendi çalışmanıza odaklanın ve en iyisini yapmaya çalışın. Sonuçta herkes kendi sanatını ortaya koyuyor. Çok kısa bir sürede yaptığınız işin bitmesini beklemeyin çünkü her iş kısa sürede çıkmıyor. Pes etmenizi gerektirecek bir durum yok ve bu konuda en önemli nokta ise sabırlı olmanız. Kısaca yaptığınız işten keyif almaya bakın.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Röportaj için zaman ayırdığınız ve bana bu fırsatı sağladığınız için içtenlikle teşekkür ederim. Umarım bu röportaj, sanatımın daha geniş kitlelere ulaşmasına ve anlaşılmasına katkı sağlar. Gelecekteki iş birliklerimizde bir araya gelmeyi dört gözle bekliyorum.
Tekrar teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim.
Deniz Serkan Özcan – İletişim Kanalları
Öğrencilerimin her geçen gün gelişimini görmek beni çok mutlu ediyor ve gururlandırıyor.
Bana ulaşmak isteyenler;
Stüdyo Instagram Hesabı: @denizserkanozcanartstudio
Kişisel Instagram Hesabı: @denizserkanozcan
Sanatsal İşlerimin Bulunduğu Instagram Hesabı: @denizserkanozcanofficial
Adresleri üzerinden veya denizserkanozcan@gmail.com mail adresimden iletişime geçebilirler.
İlginizi çekebilir: Maria Sol: “Bir Gün Sprey Boyaların Satıldığı Bir Yer Buldum ve O Günden Sonra Kimse Beni Durduramadı”