0
07/10/2023
Yazıyı Beğenin & Paylaşın
Yazı Yorumları (0)
Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.
İlk yorumu siz yazın!
07/10/2023
Maria Sol: “Bir Gün Sprey Boyaların Satıldığı Bir Yer Buldum ve O Günden Sonra Kimse Beni Durduramadı”
Kendisi tam bir kedi aşığı! Ayrıca sokak sanatçısı! Çocukluğundan beri resimle iç içe olan, güzel sanatçı Maria Sol İstanbul sokaklarında bir kedi evi projesini hayata geçirmek istiyor. Bunun içinse sponsora ihtiyacı var. Capsul MAG ekibi olarak, Maria Sol’un projelerine ve sanatçı ruhuna odaklandık. Bu sayede onunla oldukça eğlenceli bir röportaj gerçekleştirdik. Kahvenizi hazırlayın çünkü harika bir röportaj okuyacaksınız!
Bize kendinden biraz bahsedebilir misin? Mesela çizmeye ne zaman, nasıl başladın?
Sanatçı olmam genetik değil tabii ancak annem çizmeyi çok severdi, bu yüzden çocukluğumda hep boyalarla haşır neşirdim, ellerimle bir şeyler tutmayı öğrendiğim andan itibaren bir şeyler çizmeye başladım. Annem bunu fark edince bana daha fazla kalem ve boya aldı. Sanki bunun içine doğmuşum gibiydi, işte bu yüzden doğduğumdan beri çiziyorum.
Sokak sanatı ne zaman senin hayatının bir parçası oldu, bu alana ilgin olduğunu nasıl anladın?
Bu zor bir soru. Tam zamanını bilmiyorum, ama hep içimde olan bir şeymiş gibi görünüyor, grafiti ve sokak sanatının ne olduğunu bilmediğim zamanlarda bile duvarları karalardım, her yeri boyamak isterdim. 13 yaşındayken aklıma evin girişini boyamak gelmişti, bunun güzel olacağını düşündüm. Tabii komşuların çoğu bu durumdan memnun kalmadı ancak ben gerçekten eğlenmiştim ve tüm alanı boyamak istemiştim. Daha sonrasında yaşadığım şehirde grafiti sanatını keşfetmeye başladım. Bir gün sprey boyaların satıldığı bir yer buldum ve o günden sonra kimse beni durduramadı.
Çizimlerinin içerisinde bize anlatmak istediğin bir şeyler var mı? Yoksa bir mesaj vermeden mi çiziyorsun?
Maria Sol: Çalışmalarımı şekiller ve renkler üzerine kuruyorum. Onlarla oynuyorum, bu süreç içerisinde olup bitenler yalnızca benim hayal gücüme özel, hepsi benim hayali dünyamın bir parçası. Resmimi değerlendiren biri çalışmama bakmayı hayal ettiğinde kendisi için bir şeyler bulabilir. Mesela basite indirgersek, çocuklar benim çalışmamda tüm dünyayı ve farklı konuları görüyorlar.
“İstanbul’da Kediler ve İnsanlar Tıpkı Arkadaş Gibiler! Bu ise Şehri Eşsiz Kılıyor.”
Takip ettiğin herhangi bir sanatçı var mı? Türkiye’nin sokak sanatı hakkında ne düşünüyorsun?
Maria Sol: Diğer sanatçıları takip etmiyorum aslında, bazı çalışmalar görüyorum ve beğeniyorum, bazılarını ise beğenmiyorum. Bazen bir sanatçı İstanbul’daki sokak sanatından yola çıkarak kendi geçmişinden ya da hayat hikayesinden etkilenebilir.
Burada, bu şehirde çok fazla kahraman var, çok fazla ilgi çeken olaylar var. Oldukça dikkat çekici, şehre geldikten birkaç gün sonra burada bu stili kimin yarattığını anlamaya başlarsınız.
Sokak sanatı turizminde ve grafiti sanatında İstanbul gerçekten de çok popüler. İstiklal caddesinde oldukça popüler olan Avrupalı sanatçıların eserlerini görünce çok şaşırmıştım. “Vay, bu oldukça havalı, sokaklar tarihlerle dolu.” diye düşünmüştüm kendi kendime. İstanbul’un sokaklarından çok ilham alıyorum, birçok güzelliği görebiliyorsunuz, mesela grafiti sanatı olan bir duvar var ve onun hemen yanında yaşlı adamlar çay içiyor, sohbet ediyor, sokak kedileri yakınlarda güneşin tadını çıkarıyor, insanlar aralarından geçiyor… İşte İstanbul’un sokak sanatı budur, havası budur.
Kimi okursun ve ne dinlersin?
Maria Sol: En son Tove Jansson’dan Moomin Trolls okumuştum, çok uzun zamandır kitap okuyamıyorum, çoğunlukla benim literatürümde klinik araştırması ve otoimmün hastalıklar var. Doktor değilim elbette ancak hayat beni MS hastalığına itti ve çok çalışmaya başladım. Ne dinliyorum konusu ise bayağı değişir, moduma ya da hava durumuna bağlı aslında.
Seni en çok ne heyecanlandırır?
Maria Sol: Sanırım ben daha görsel bir insanım, etrafımdaki her şeye bakmayı ve seyahat etmeyi severim. Yeni deneyimler beni heyecanlandırır. Boyanın akışını izlemeyi ve açık fikirli insanlardan etkilenmeyi severim.
Dünyada değiştirmek istediğin herhangi bir şey var mı?
Maria Sol: Tıpkı çizgi filmlerdeki gibi insanların ve hayvanların konuşup, birbirini anlamalarını isterdim. Eğer değiştirmek istediğim “ciddi şeyleri” kastediyorsanız, bir sürü var tabii, sonsuza kadar listeleyebilirim. Dünyanın daha özgür ve yeniliklere daha açık olmasını isterdim, böylece herkes birbirine karşı saygılı olabilir ve insanlar olduğu gibi yaşar, bir de yaşadığımız gezegene karşı daha dikkatli olabiliriz. Bu sayede herkesin yaşam hakkı olur ve mutlu olurlar, varlıklarından dolayı kavga etmezler. Şu an benim için en önemli olan şey Ukrayna’daki savaşın bitmesi. Hiç savaşın olmadığı bir dünyada yaşamak istiyorum. Güçler savaşa değil, yeni teknolojilere, bilime, sanata ve bilime yönlendirilmelidir. Barışı kuvvetlendirmeli ve çevresel problemlere karşı savaşmayı tercih etmeliyiz.
Belki bu söyleyeceğim klişe olacak ama dünya barışını diliyorum.
Maria Sol: “Bir Gün Arsasında Birçok Kedinin Yaşayacağı Bir Ev Yapacağım”
İstanbul’da bir kedi evi projesini gerçekleştirmek istiyorsunuz. Ve sanıyorum ki bunun için bir sponsora ihtiyacınız var. Bunun için ne yapıyorsunuz? Herhangi bir geri dönüş aldınız mı?
Maria Sol: Elbette, ev almak ve yeteri kadar materyali alabilmek için, ayrıca aldığım her eve kediler için mama koyabilmek için bir sponsora ihtiyacım var. Ne yazık ki, henüz bir sponsor bulunmadı, ancak İstanbul’da yaşayan birçok kişiden geri dönüş, fikri beğeniyorlar, elbette yerel halktan geri dönüş almak çok önemli, bu sayede projeye bir adım daha yaklaştığımı düşünüyorum.
Peki neden kedi evi? Özel bir sebebi var mı?
Maria Sol: İstanbul’a geldiğim ilk zamanlarda, yalnızca okuduğum ya da zamanında orada bulunan arkadaşlardan duyduğum şeyleri gerçekten de sokakta gördüm. İnsanların ve kedilerin yan yana yaşadığı ve harika bir arkadaşlıkları olduğu bir şehir burası. Dikkatimi kedi evlerine verdiğim zaman aklımda bir görüntü belirdi; kedilerin aydınlık evlerde yaşadığı ve birbirlerini ziyarete gittikleri büyülü sokakların olduğu bir resim. Ayrıca evlerimin şehir manzarasıyla ideal bir biçimde bütünleştiğini de düşünüyorum.
Harbiye’de bulunan ilk iki evi, veteriner kliniğinin yanına koydum. Bu arada, İstanbul’a dair ilk sevdiğim izlenimde bu klinik sayesinde oldu. Buradayken Endonezya’dan getirdiğim üç kedimi tedavi etmiştim. O kedileri sokaktan almıştım, çok kötü hissediyorlardı ve onları bırakamadım. Klinikteki Dr. Tolga, bana göre bu dünyadaki en özenli ve sorumluluk sahibi bir doktordur, sokaktaki kediler için çok fazla şey yapıyor.
Nasıl oldu bilmiyorum ama hayatım bir şekilde hep kedilerle kesişti, her zaman kedilerle ilgilenmek hayatımın önceliklerindendi. Gerçekten inanıyorum ki, bir gün büyük bir evde yaşayacağım ve bu evin olduğu arsaya bir sürü kedinin yaşayabileceği başka kocaman bir ev inşa edeceğim.
Bu röportajı okuyan insanlara bir mesaj vermek isteseydin, bu ne olurdu?
Maria Sol: Kedilerle ilgilenmeyi ve İstanbul’un güzel şehirlerini görmeyi seviyorum, bu durum bu şehri gerçekten kendine has kılıyor. Eğer projeme destek vermek isterseniz, benimle spazerheat@gmail.com mail adresi üzerinden iletişime geçin.
Maria Sol Instagram Adresi: msol156
Capsul Mag’de daha fazla içerik için: ”Begin To Life: Sürdürülebilir Yaşam Rehberi”
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Yazı Yorumları (0)
Yazarlarımız
Siz de yazarlarımız arasında olabilirsiniz! Nasıl mı?