Kıyamet Mahzeni: Geleceğin Hayat Güvencesi

Kıyamet Mahzeni veya diğer adıyla Kıyamet Günü Mahzeni, Norveç’in Svalbard adasında bulunan küresel tohum deposudur. Bu depo, dünya genelindeki tarımsal üretkenliği korumak amacıyla tasarlanmıştır. Dünya’nın çeşitli bölgelerinden toplanan tarım tohumları, burada korunarak çeşitliliğin korunması sağlanıyor. Peki, neden Kıyamet Mahzeni yapıldı ve neden Norveç?

Kıyamet Mahzeni Neden Yapıldı?

Norveç, iklimi ve doğal koşulları nedeniyle tohumlar için ideal bir yerdir. Spitsbergen adası, Norveç’in kuzeyindeki Svalbard adaları grubunun bir parçasıdır. Uzun süreli korunma sağlayabilecek koşullara sahiptir. Bu nedenle, burası tohumların korunması için ideal bir yer olarak seçildi.

Kıyamet Mahzeni, tamamen güvenli bir yerde konumlandırılmıştır. Depo, kayaların içine oyulmuş bir tünel sistemiyle inşa edildi ve 24 saat gözetim altında tutuluyor. Dış dünyayla kesintisiz bir bağlantısı olmayan depo, doğal afetlere veya insan kaynaklı tehditlere karşı korunaklıdır. Bu nedenle, dünya çapındaki tohumlar burada güvende tutulabiliyor.

Kıyamet Mahzeni’nin amacı, dünya nüfusunun artması ve iklim değişikliği nedeniyle tarımsal üretkenliğin korunmasını sağlamaktır. Bununla birlikte herhangi bir doğal afet veya nükleer savaş gibi bir durumda sığınabileceğimiz bir liman olur kendisi.

Depo, tarımsal ürünlerin çeşitliliğini korumak amacıyla oluşturulmuştur. Böylece, gelecekteki gıda güvenliği için türlerin kaybolmasını önlemektedir. İçerdeki oksijen oranı ise hayatta kalabileceğimiz seviyede ayarlanmıştır.

Küresel tohum deposu içinde, 1,5 milyar farklı tohumu barındırıyor. Bu depoda bulunan tohumlar, tarımsal üretkenliğin dünyadaki değişen koşullara karşı korunması için bir yedekleme görevi görmektedir. Kıyamet Mahzeni, insanoğlunun gelecekteki hayatta kalma şansını artırmak için büyük bir öneme sahip.

Faydaları

Bunların yanı sıra mahzen, tarımsal çeşitliliğin korunmasına yönelik olarak dünya genelinde birçok ülke tarafından kullanılan bir kaynak haline gelmiştir. Depo, dünya genelindeki tarım tohumlarının %90’ını barındırmaktadır. Bu sayede, tarımsal ürünlerin çeşitliliğinin korunması sağlanarak, gelecekteki gıda üretiminde kullanılabilecek çeşitli tohumların varlığına destek verilmektedir. Ayrıca, küresel tohum deposu sayesinde, bazı türlerin kaybolması durumunda bile tarımsal çeşitlilik korunarak, insanoğlunun gıda ihtiyacını karşılamak için yeni türler geliştirilebilmektedir.

Kıyamet Mahzeni’nde bulunan tohumlar, sadece endüstriyel tarımda değil, aynı zamanda organik tarımda da kullanılabilmektedir. Bu nedenle, küresel tohum deposu, tarımsal çeşitliliğin korunması için önemli bir kaynak olarak kabul edilmektedir.

Nasıl Korunuyor?

Dünya genelindeki küresel ısınma, Kuzey Kutbu ve yaklaşık 1000 km kuzeyindeki Svalbard bölgesini de etkisi altına almış durumda. Norveç hükümetinin geçtiğimiz hafta yayımladığı rapora göre, Svalbard 1971’den bu yana ortalama 5°C ısınmış durumda. Eğer karbon salımı kontrol altına alınmazsa, 2100 yılına kadar 10°C daha ısınma bekleniyor. Ancak, bir miktar kontrol ve müdahale ile bu rakamın 7°C’ye düşürülmesi mümkün.

Sıcaklık dalgalanmalarının yanı sıra, fiyordlardaki buzul örtüsü ciddi oranda azalmış, kar mevsimi 20 gün kısalmış, yağışlar artmış ve ısınmanın etkileri yüzeyin 80 metre altında bile gözlenebilir hale gelmiştir. Yüzyılın sonuna kadar buzul örtüsünün önemli bir kısmının çamura dönüşmesi bekleniyor ve bu durum daha fazla karbondioksit ve metan salımına neden olarak daha fazla ısınmayla sonuçlanacaktır. Bu durum, bildiğimiz kısır döngünün devam etmesine sebep olacaktır.

Kıyamet Mahzeni, insan müdahalesi olmadan binlerce yıl ayakta kalabilecek şekilde tasarlanmıştır. Ancak, iklim değişikliğinin etkilerine karşı devamlı olarak yeni düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bu düzenlemeler yapılmazsa, Kıyamet Mahzeni’nin amacı tehlikeye girebilir. Kim bilir, belki de bir gün bu tohumlar Kuzey Kutbu’nda yeniden yeşerecek ve hayatın devam etmesine yardımcı olacak.

Artık Burada Yalnızca Tohumlar Değil Veriler de Saklanacak

Norveç’in Kuzey Kutbu’ndan 997km uzaklıkta bulunan World Arctic Archive, “Mine 3” adlı terk edilmiş bir kömür madeninin içine inşa edildi. Resmi adı World Arctic Archive olan mahzen, felaket durumunda korunması gereken önemli verileri de barındırmak için özel olarak tasarlandı. Bunun için Meksika ve Brezilya’nın başvurusu kabul edildi. Bu mahzende sebze ve meyve tohumları gibi veriler de özel olarak geliştirilen bir filmin içinde saklanacak.

Norveçli bir şirket olan Piql, verilerin analog filmlere aktarılması işleminde önemli bir rol oynuyor. Verilerin güvenliği ve korunması için özel olarak tasarlanan analog filmler, 500-1000 yıl arasında ömre sahip. Verileri test etmek isteyen ülkeler, Piql tarafından sunulan sunuculara veri göndererek bu özel filmlere aktarılabiliyor. Daha sonra filmler, güvenli kutularda saklanarak gelecekte erişilebilir olacak.

Analog depolama, dijital depolamaya göre daha dayanıklı ve zamana karşı daha dirençli olduğu için kullanılıyor. Özel bir kod veya işletim sistemi gerektirmeden verileri okuyabilme imkanı sunması, diğer bir avantajı olarak karşımıza çıkıyor.

Şimdiye kadar Meksika ve Brezilya, projeye başvuran ilk iki ülke oldu. Brezilya, ülkenin anayasası gibi tarihi dokümanları depolarken, Meksika, İnka dönemine kadar dayanan önemli dokümanları saklamayı hedefliyor. Kıyamet Vakti Mahzeni, gelecekteki nesiller için önemli bir güvenlik deposu olarak hizmet veriyor.

Sonuç olarak

Kıyamet Mahzeni, Norveç’te yer alan ve dünya genelindeki tarım tohumlarının korunması için büyük bir öneme sahip olan küresel bir tohum deposudur. Depo, tarımsal çeşitliliğin korunmasına yönelik olarak tasarlanmıştır ve dünya genelindeki tarım tohumlarının %90’ını barındırmaktadır. Kıyamet Mahzeni, insanoğlunun gelecekteki hayatta kalma şansını artırmak için büyük bir öneme sahiptir. İçinde altın veya diğer hazineleri barındırmayabilir, ancak buna rağmen insanlık için en önemli mahzendir.

İlginizi çekebilir: ”Kendine Ne Kadar Güveniyorsun?”