Capsulmag
5. Uluslararası Mardin Bienali, uzun bir aranın ardından, 20 Mayıs’ta gerçekleşti. Sanatseverlerle buluşan Mardin Bienali, Adwait Singh küratörlüğünde, “Çimenin Vaadi” konseptiyle beğeniye sunuldu. Döne Otyam ve Hakan Irmak direktörlüğünde, Mardin Sinema Derneği’nin ev sahipliğinde gerçekleşen bienale ilgi ise çok büyük oldu. Bienal, 20 Haziran’a kadar sanatseverlerle buluşmaya devam edecek.
Oraya gitmediyseniz, Capsul ile oradaki sanatçıları ve çalışmalarını keşfedebilirsiniz:
Fatoş İrwen
Fatoş İrwen, genellikle çalışmalarında saç figürüne yer verir. Bununla birlikte eserlerinde toplumsal cinsiyet, beden politikası, adalet, ekoloji, din, güç ve tahakküm ile bunların psikolojik etkilerini çalışır. Beden ve mekan ilişkisini ise resim veya video art yöntemleri ile yeniden yorumluyor. İrwen’e ait bienalde yer alan eserin adı, “Güvelik Ağı (Kadınlar İçin Güvenlik Ağı)”. Bu çalışması, İrwen’in cezaevi yıllarından kalma, arkadaşlarının saçlarını toplayarak örüp ip yapması ile başlıyor.
Arkadaşlarının saç tellerinden yaptığı bu ipleri daha sonra feminist zanaatkarlık teknikleri, jinososyalite, ekosofi ile sabitlemiş. Bunlarla bir güvenlik kemeri oluşturmak için kurulan ağa dokunmaktadır.Aynı şekilde ‘’Gülle-ler’’ adlı eserinde de yine cezaevi yıllarından kalma bir çalışması yer almaktadır. O dönemde Türkiye’de hemen hemen her yerdeki cezaevlerine yayılan açlık grevi yapan kadınların saç telleri ile yaptığı bu çalışması, kolektif çabayla bedenin parçalarını baskıya karşı sembolik bir kalkana dönüştürüyor.
Lara Ögel
Lara Ögel, bienale ‘’Yeryüzü Vaktinde’’ çalışması ile katılıyor. Bu eseri, hayallerini saklayan kil tabletler var. Her bir parça, çeşitli dünyalarda yer alan doğal bir dönüşüm imgesini içeriyor. Bu tür imgelere şahitlik etme, onları onaylama ve içselleştirme gibi durumlarla bu eser, yaratıcı bir ölüm üzerine bir meditasyon davetiyesi çıkarıyor.
E.B. Itso
E.B. Itso, bienale ‘’ Allotria, Mardin #1’’ adlı çalışmasıyla katıldı. Şehir içinde ve çevresinde ihmal edilen alanlar ve toplumun yoğun nüfuslu bölümleri ile kırsal alanlar arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Bununla birlikte çalışmasında, Kopenhag Nørrebro’daki Den Sorte Firkant (Siyah Meydan) bölgesi ve 1980’lerdeki BZ (İşgalciler) hareketini resmetmiş. Baktığınız zaman bu izlere kolaylıkla rastlayabiliyorsunuz. Itso’nun bienalde yer alan diğer çalışması ise, ‘’ KØBENHAVN H’’. Bu eser, Kopenhag Merkez İstasyonu’nun ara katında inşa ettikleri derme çatma bir evi imgeliyor.
Merve Ünsal
Merve Ünsal, bienale ‘’ Dronlara birkaç kelime’’ ve “Rüzgara Doğru” adlı çalışmalarıyla katıldı. Dronlarla ilgili olan çalışmada, denetleme yapan hayali ve gerçek drone’lara yönelik bir hüküm var. Bu eser, Mardin’in ılık rüzgarıyla dalgalanıyor. Diğer çalışmada ise, iki vücut arasında tutulan bir cihazdan alınan saha kayıtları, dron tarafından kaydedilmiş yanlış kişinin takip edildiği anların görüntülerinden elde edilen notlar ve bazı ses kayıtları yer alıyor.
Rakhi Peswani
El sanatlarının çeşitli söylemsel ve maddi yönlerini araştıran Peswani, bienalde iki farklı eserle sanatseverler karşına çıktı. Bunlar ‘’Ayrılıklar ve Yeniden Birliktelikler” ve “Aşk, Emek, Kayıp” adlı eserleri. Her iki çalışmasında da çeşitli kültürlerden ve kategorilerden imgeleri bir araya getirmiş.
Sibel Horada
Sibel Horada, bienale “Suyun Şekillendirdiği” adlı çalışmasıyla katıldı. Sanatçı genellikle arkeolojik ve ekolojik kültürlere ilgi duyan kolektif ve kişisel tarihler üzerine odaklanıyor. Bienalde yer alan eserinde ise, Marmara ve Karadeniz kıyılarındaki ıssız kumsallardan ve mağaralardan kurtarılan, kayıkla ulaşılan strafor parçaları var. Bu parçaların her biri farklı bir ipucu taşıyor. Örneğin renkleri ve kalınlıkları; yapı malzemesi, balıkçılık endüstrisinde kullanılan nakliye kasaları, gıda ambalajı gibi üretim kökenlerini ortaya çıkarıyor. Ancak yüzeylerindeki çukur izleri, martılar tarafından gerçekleştirilen beyhude saldırılara işaret ediyor.
Gülsün Karamustafa
Mardin Bienali’nde Gülsün Karamustafa’nın bienal kapsamında sunduğu iki yeni tekstil kolajı var. Buradaki kültürlerin senkretik karışımını çağrıştırıyor. Eserleri genellikle sanatçının geçmiş yıllarda İstanbul ve güneydoğu şehirlerine yaptığı seyahatlerde topladığı kumaşlardan oluşuyor. Sanatçının, aralarında mistik bir bağ kuran farklı eserleri de bienalde yer alıyor.
Thukral & Tagra
Thukral & Tagra ikilisi, yeni halk katılımı biçimleri üzerinde çalışıyor. Bienalde yer alan “Ekmek, Sirkler ve Ben” adlı yerleştirmede internetin potansiyellerini anlatıyorlar. Bunun yanı sıra yanı sıra, oyun oynamak ve bir ekmeği bölüp paylaşmak gibi sosyallik modlarını keşfederek sessizce devam eden paradigma değişimlerine tanıklık etmemizi sağlıyorlar.
Bu yazımızda Mardin Bienali hakkında detay bilgi verdik. Beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve yazıyı paylaşmayı unutmayın.
Kaynak: Mardin Bienali
İlginizi çekebilir: ”İstanbul’da Açık Hava Sanat Etkinlikleri: Şehrin Ritmini Yakalayın”
GİPHY Uygulama Anahtarı ayarlanmadı. Lütfen ayarlar değerini kontrol edin