0
24/11/2023
Yazıyı Beğenin & Paylaşın
Yazı Yorumları (0)
24/11/2023
Üçüncü Göz Gerçekten Var Mı?
Herkese selamlar. Bugün, özellikle spiritüel merakları olanların ilgi alanına giren üçüncü göz ve onun gerçekliğinden bahsedeceğim. Hemen hemen herkesin diline pelesenk olmuş bu tabir, aslında neyi ifade ediyor? Gerçekten üçüncü göz diye bir şey var mı? Bu soruların yanıtı ve daha fazlası için okumaya devam edin!
Üçüncü Göz Nedir?
Üçüncü göz, en genel tabiriyle iki kaşın ortasında bulunan alanı ifade eden bir terimdir. Daha çok yoga ve meditasyon uygulamalarında bu ifadeyi çok duyarız. Aslında kaşların arasında bulunan bir nevi enerji merkezidir.
Üçüncü gözünüzü açmak] derin bir ruhsal bağlantı duygusuna ve evrendeki yerinizi daha iyi anlamanıza yol açabilir. _RAQUEL RODRIGUEZ, ASTROLOG
Şimdiye kadar bu konuda birçok teori ortaya atılmıştır. Ancak gerçeği duyunca çok şaşıracaksınız.
Üçüncü Göz Gerçekten Var Mıdır?
bu kavram, bilimsel kanıtlara dayanmaz. Ancak tarih boyunca Taoizm, Budizm ve Hinduizm gibi manevi ve dini geleneklerde var olan ve kişinin sezgilerine bağlı olduğuna inanılan bir kavramdır.
Bunların yanı sıra vücutta bulunan epifiz bezinin de üçüncü göz olduğuna dair iddialar mevcut. Epifiz bezi, beyinde bulunan çok küçük bir içsalgı bezidir. Esas görevi serotonin ve melatonin salgısını gerçekleştirmektir. Aynı zamanda bunların işlevini düzenlemek olan bu doku parçası vücudumuzdaki basit bir doku olarak görülmüyor. Epifiz bezine dair kökeni antik dönemlere dayanan sayısız hikaye bulabilirsiniz.
Epifiz bezi şekil olarak çam kozalağına benzer. Bu nedenle için İngilizce de “pineal gland” olarak bilinir. İnsanları ruhsal açıdan farklı bir dünyaya bağlayan üçüncü göz olarak beynimizde yer aldığı iddia ediliyor. Evet, beynimizde böyle bir doku parçası var ama esas görevi gerçekten ruhani bağlantılarımızı sağlamak mı işte ondan tam olarak emin değiliz.
Epifiz bezinin yapısal anlamda gözle benzerlikleri var. Ancak aralarındaki en büyük fark, gözlerimiz ışığa duyarlıdır. Eğer ortamda ışık var ise Epifiz bezi devreye girmiyor. O sadece karanlık ortamda çalışıyor. Bundan sonra serotonin, melatonin salgılamaya başlıyor.
İşte, onun bu ışıkla olan ilişkisinden, şeklinden, histolojisinden ve mistik özelliklerinen dolayı üçüncü göz olabileceği kanısı var.
Peki, Ne İşe Yarar? 3. Göz Nasıl Açılır?
Bir astrolog ve Your Zodiac’ın kurucusu olan Raquel Rodriguez, ”üçüncü gözün aktivasyonu ile derin bir içsel bilgelik duygusuna girebilir ve her şeyden akan ilahi enerjiyle bağlantı kurabilirsiniz” diyor. “Bu, derin bir manevi bağlantı duygusuna ve evrendeki yerinizi daha iyi anlamanıza yol açabilir.”
Rodriguez’e göre, epifiz bezi aktive olduğunda üçüncü göz açılır. Epifiz bezi beynin merkezinin yakınında oturur, uyku döngünüzü düzenler ve melatonin üretir.
Peki, 3. göz nasıl açılır?
Öncelikle üçüncü göz çakranızın yerini bulun. Meditasyon yapmayı da bilmeniz gerekiyor. Üçüncü göz çakrası, yukarda da bahsettiğim gibi, beyninin ön kısmında, iki gözünün arasında bulunuyor. Yani, burun kemerinin tam üstünde!
Meditasyona başlamak için rahat bir pozisyon alın. Ve bu bahsettiğimiz bölgeye tüm zihninizi odaklamaya çalışın.
Sessiz ve dikkatinizin dağılmayacağı bir ortamda olduğunuzdan emin olun. Bu biraz odaklanma işi çünkü.
Kendinize bir mantar seçerek meditasyonunuza başlayın. Mantra, meditasyon yaptığınız süre boyunca tekrar edeceğiniz bir cümle veya sözcüktür. Örneğin, ”iyiliği seçiyorum” gibi. Bunun yerine tek bir sözcük de seçebilirsiniz, mesela, ”para” gibi.
Her gün en az 15 dk meditasyon yaparak bunu tekrarla. Bu rutini her gün uygulamanız gerekiyor. Yatmadan önce rutinlerinize eklemeniz, devamlılığı sağlamanız açısından oldukça yarar sağlar.
Özetleyecek olursak, her gün meditasyon yaparak, dikkatinizi kaşlarınızın ortasına toplayın. Ve belirlediğiniz mantrayı tekrar edin. Bu esnada gözlerinizin kapalı olması veya bulunduğunuz odanın karanlık olması gerekiyor.
Unutmayın, Epifiz Bezi, ışık olmadığında çalışmaya başlar!
3. Gözü Açık Olan İnsanların Özellikleri
Bu rutini doğru ve düzenli bir şekilde uyguladığınızı varsayalım. Peki, üçüncü gözünüzün açıldığını nasıl anlayacaksınız? Burada bilmeniz gereken, 3. göz açılma belirtileridir. 3. gözü açık olan insanların özellikleri genel olarak şunlardır:
- Üçüncü gözü açık olan insanların genellikle ışığa karşı hassasiyeti olur.
- İki kaşın ortasında artan bir basınç hissi olur.
- Renk algıları diğer insanlara göre biraz daha gelişmiştir. Daha canlı ve parlak görürler.
- Diğer insanlara nazaran daha anlayışlı ve hoşgörülü olurlar.
- Sezgileri, yani altıncı his diye de tabir edeceğimiz hisleri oldukça kuvvetlidir.
- Doğayla bağlantı hissi fazladır, şükretmeyi çok severler ve şükür hisleri fazladır.
- Sık sık uyarıcı rüyalar görürler.
- Karşılarındaki insan eğer kötü niyetliyse, hemen ondan negatif bir enerji alırlar.
- Daha bilinçli ve sağlıklı bir şekilde beslenirler.
- Vücutlarına çok iyi bakarlar ve bundan çok haz alırlar.
- En sonuncusu da 3. gözü açık olan insanlar hayattan çoğunlukla keyif alırlar. Ve her türlü duyguyu yaşamak için ruhlarına ve bedenlerine izin verirler.
Kendinizde bunlardan üç veya daha fazlasını gözlemliyorsanız, üçüncü göz çakranız açık anlamına gelir. Yani diğer bir deyişle, epifiz beziniz gayet iyi çalışıyor…
Dinde Üçüncü Gözün Yeri Var mı?
Özellikle Müslüman toplumlarda bu konu da oldukça merak ediliyor. Kur’an’da üçüncü gözün yeri var mı veya tasavvufta üçüncü göz gibi konular. Ancak baştan şunu söylemeliyiz: bu konuda dini kaynaklarda kesin olarak belirtilmiş bir kanıt yok. Bunun yanı sıra bilimse olarak da kanıtlanmış değildir. Ancak bazı detayları incelemekte fayda var.
Şüphesiz insan, varlık sahasında en gelişmiş beyin yapısına sahip varlıktır. Kişinin yaşadığı kendinden geçme, vecd durumu, trans hali, mistik hazlar, cezbeler, bilinç kaymaları, meditasyon, hipnoz, yoga ve zikir ayinleri epifiz bezinin uyarılması ile meydana geliyor.
Örneğin, Şaman ayinlerinde transa geçmek için çay, tütsü ve buhur olarak kullanıldığı bilinen bazı bitkiler vardır. Bunların epifiz bezini uyardığı ya da bu bezin salgıladığı maddelerin benzerini vücuda verdiği artık anlaşılmıştır.
Rick Strassman, laboratuvarında gönüllü denekler üzerinde bir deney gerçekleştirmiştir. Bu deneyde, DMT’nin (dimethyltryptamine) dışarıdan bedene enjekte edilmesi sonucunda bireyin paranormal aktiviteler ve sanrılar deneyimlediğini ortaya koymuştur. Bunun bir sonucu olarak, maddenin ruhu uyarıcı özelliği bilimsel olarak da kanıtlanmış kabul edilir.
İslamda Üçüncü Göz
İslam dinine göre ise insan, “nefs, ruh, beden” üçlüsünden meydana gelir. Tasavvufî yaklaşıma göre de bu ögelerin her birinin belirgin sıfatları bulunuyor. Nefsin sıfatı heva, bedenin sıfatı his ve ruhun sıfatı akıldır. Nefs, ruh ve bedenle bağlantılıdır. Bunların ikisinin tesiri altındadır. Aynı zamanda vücutta oluşan kimyasal değişimlerden etkilenir.
Örneğin, hipofiz bezinin salgıladığı melatonin hormonu vücudun uyku ritmindeki düzeni sağlar. Bu hormonun eksikliğinde ise uyku bozuklukları, depresyon, çarpıntı gibi sorunlar ortaya çıkar. Yani, bu somut olandan soyut olana bir hareketi temsil eder.
Ruhun var olduğunu, sureti olan madde ile anlarız. Dolayısıyla duyum ve algıları da madde vasıtasıyladır. Kısaca beden, soyut unsurları içinde barındıran insanın maddi dünyadaki kıyafetidir. Ancak burada anlatmak istenilen şey, daha önce bilimsel olarak ispatlanmamış olan, insanın ruhsal bağlantıyı bedenin kalp dışında hangi organlarla kurduğudur.
Kimi Müslüman kültürlerde epifiz bezi ön plana çıkıyor. Kimi kültürlerde de kalp, ruh-beden ilişkisindeki organ olarak gösterilmiştir. Anatomide “Aschoff- Tawara düğümü” adıyla bilinen “kalpteki siyah nokta” da tıpkı epifiz bezi gibi insan vücudunda henüz sırrı bilimsel olarak açıklanamamış gizemli detaylardan biridir. İnsan vücudundaki bu iki unsurun ortak noktası ise, ruh-beden ilişkisinde epifiz bezi ve kalbin merkez olarak işlenmesidir.
Hatta bazı araştırmacılar, “teheccüt” olarak adlandırılan gece namazının vaktinin epifiz bezinin aktif olduğu saatlerle örtüştüğüne dikkat çekiyor. Bu bakışa göre, ruhsal âlem ile bağ kurmaya en uygun ibadet vakitleri epifiz bezinin aktif olduğu saatlerdir.
Sonuç olarak, iki kaşımızın ortasında ve beynimizin ön kısmında bulunan bu bez, ruhani işlevi itibari ile hala sırlarla dolu. İnanıp inanmamak ise kişinin kendi tercihine bağlı.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce üçüncü göz diye bir şey gerçekten var mı?
İlginizi çekebilir: ”Akıl ve Beden Sağlığımız İçin Önemli Olan Etken: Dinlenmek!”